Subscribe:

30 Nisan 2012 Pazartesi

Hayvan Sevmek Onların Özgürlüğüne Saygı ile Başlar

Türkiye'de hayvanlarla ilgili sorunları tek tek sıralamaya kalksak, çok uzun bir liste ederiz. Ama hayvan hakkı aktivisti olan bizler için en acı verici olan sorunlardan biri, sanıyorum ki hayvansever geçinen kişilerin hayvanlara verdiği zararlardır.
Hayvanları yaşatmak için barınaklara tıkıştıran, kafeslere ve zincirlere mahkum eden ve hayvan sevdiğini iddia eden kişilere sesleniyor Ege Sakin:
 "Hayvanları yaşatmak için bağlıyorsunuz, kapatıyorsunuz, barınaklara koyuyorsunuz ya... İyi niyetinizden kuşkum yok ama yaptığınız şey yaşatmak değil...Bunu anlamıyorsunuz. Taviz vermemeniz gereken şey her şeyden önce özgürlükleri olmalı.. Bir metre zincirin ucunda hayatta olmak, yaşamak değildir.Beton bir hücre içinde hayatta olmak yaşamak değildir.Ne amaçla olursa olsun, bir başka canlının özgürlüğünü kısıtlayarak yaşam hakkı savunamazsınız."

20 Nisan 2012 Cuma

Dilekçe: Artvin'deki Boğa Güreşi Festivali Durdurulsun

Gönderilecek adresler: bimer@basbakanlik.gov.tr; ozel.kalem@kulturturizm.gov.tr; basin@kulturturizm.gov.tr; teftiskurulu@kulturturizm.gov.tr; veyseleroglu@tbmm.gov.tr; bilgiedinme@ormansu.gov.tr; h.aytac@ormansu.gov.tr; hozbek@ormansu.gov.tr; navci@ormansu.gov.tr; ozelkalem@cob.gov.tr; ozcanyaman@cob.gov.tr; hksm@cob.gov.tr; bilgiislem@icisleri.gov.tr; basin@icisleri.gov.tr; mahalli@mahalli-idareler.gov.tr; sekreter@icisleri.gov.tr; mustesarlik@icisleri.gov.tr; islemler.illeridaresi@icisleri.gov.tr; mahalli@icisleri.gov.tr


Konu: Her yıl Artvin'de düzenlenen festivalde boğa güreşlerinin durdurulması talebimiz

T.C.
BAŞBAKANLIK İLETİŞİM MERKEZİ
KULTUR BAKANLIGI
ORMAN ve SU ISLERI BAKANLIGI
ICISLERI BAKANLIGI

Sayın Yetkili,
Her yıl ülkemizin Artvin şehrinde Haziranın 3. haftası, Kültür Turizm ve Sanat Festivali nde düzenlenen kafkasör Boğa güreşlerinin durdurulmasını  talep etmekteyiz.



Lütfen ekteki fotograflara; aşagıdaki video görüntülerini izleyerek boğalara yapılan eziyeti inceleyerek bu festivaldeki Boğa Güreşlerini DURDURUNUZ!


Ekteki belgelerde açıkça insanların elllerinde bulunan sopalar ile boğaların zorla güreştirildikleri ve bunu 18 yaş altındaki cocukların (ek2) bile izledigi görülmektedir;

Boğaların  sopalarla zorla dövüştürülmesi; birbirlerine zarar vermesi hayvan hakları 5199 nolu yasanın açıkça ihlali değil midir?

Bu dövüşleri seyreden,ülkemizin gelecegini emanet edecegimiz cocuklarımzın psikolojik olarak gelişimleri etkilenmemekte midir?

Bir hayvanın acı çekmesi dövüştürülmesi nasıl festival adı altında gerçeklesir?

Dinimizce hayvan dövüşü hayvana eziyet haramdır! %99 u müslüman olan ülkemizde hayvana eziyetin bulundugu bir kültürel faaliyet asla gerçekleşmemelidir. 

Hayvan dövüşleri festivalde para ile ödüllendirilmektedir;(ek1) ve her dövüş bahis oynanmasına sebep vermektedir. Kumar oynanmasına elverişli ortam saglamak da yine Türk ceza kanununun 5237 sayılı maddesine göre suctur.

Bu yıl  Arvin belediyesinin resmi sitesinde (
http://www.artvin.bel.tr) festivaller linkinde açıkça belirtildigi gibi 29-30 Haziran/ 1 temmuz 2012 tarihinde yine boğalar acılar içinde dövüştürülecektir. 

Bu baglamda festivalde yapilan boğa güreslerinin bundan boyle yasaklanmasi konusunda talimatlarinizi rica eder, dilekcemize 4982 ve 3071 sayili kanun geregince yanit verilmesi saygilarimizla arz ederiz.




İSİM - SOYİSİM
TC KİMLİK NO
TELEFON 
E-POSTA
ADRES (Tüm bu bilgiler dilekçede yer almalı. Yoksa dikkate almıyorlar.)

----------------------------------------------------------------

BOĞA GURESLERI ILE ILGILI OLARAK VIDEOLAR-18 YASINDAN KUCUKLER SEYRETMEMELİ

http://www.youtube.com/watch?v=g_HyRA0aNJY Videoda insanların ellerinde SOPALAR İLE ZORLA dövüştürülen boğalar görülmek
http://www.youtube.com/watch?v=8_H9g5WqCkw Videoda boğaların acı içindeki dövüşleri görülmektedir.
http://www.kafkasor.com/  sitede her yıl düzenlenen boğa güreşleri ve festivalin detayları bulunmaktadır.


Fotoğraf ek 1 : Güreştirilen hayvanların para ödüllerinin bulunduğu resmi siteden alıntı fotoğraf

Fotoğraf ek 2 : Çocukların izledigini gösteren fotograf

Fotogref ek 3 : Boğanın zarar gördüğü açıkça görüntülenmiş fotoğraf




------------------------------------------------------------------




5199 SAYILI HAYVANLARI KORUMA KANUNU ILGILI MADDELER

Kanun No. 5199       


Kabul Tarihi : 24.6.2004      
BIRINCI KISIM
Genel Hukumler
BIRINCI BOLUM
Amac, Kapsam, Tanimlar ve Ilkeler
Amac
MADDE 1. - Bu Kanunun amaci; hayvanlarin rahat yasamlarini ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanlarin aci, istirap ve eziyet cekmelerine karsi en iyi sekilde korunmalarini, her turlu magduriyetlerinin onlenmesini saglamaktir.

Hayvanlarin Ticareti ve Egitilmesi
Hayvanlarin ticareti
MADDE 10. - Satilirken; hayvanlarin sagliklarinin iyi, barindirildiklari yerin temiz ve saglik sartlarina uygun olmasi zorunludur.
Ciftlik hayvanlarinin bakimi, beslenmesi, nakliyesi ve kesimi esnasinda hayvanlarin refahi ve guvenliginin saglanmasi hususundaki duzenlemeler Tarim ve Koyisleri Bakanliginca cikarilacak yonetmelikle belirlenir.
Yabani hayvanlarin ticaretine iliskin duzenlemeler Bakanlikca cikarilacak yonetmelikle belirlenir.
Ev ve sus hayvanlarinin uretimini ve ticaretini yapanlar, annenin ve yavrularinin sagligini tehlikeye atmamak icin gerekli anatomik, fizyolojik ve davranis karakteristikleri ile ilgili onlemleri almakla yukumludur.
Hayvanlarin ticarî amacla film cekimi ve reklam icin kullanilmasi ile ilgili hususlar izne tâbidir. Bu izne ait usul ve esaslar ilgili kuruluslarin gorusu alinarak Bakanlikca cikarilacak   yonetmelikle belirlenir.
Bir hayvan; aci, istirap ya da zarar gorecek sekilde, film cekimi, gosteri, reklam ve benzeri isler icin kullanilamaz. 
MADDE 11. - Hayvanlar, dogal kapasitesini veya gucunu asacak sekilde veya  yaralanmasina, gereksiz aci cekmesine, kotu aliskanliklara ozendirilmesine neden olacak yontemlerle egitilemez.          
Hayvanlari baska bir canli hayvanla dovusturmek yasaktir.  Folklorik amaca yonelik, siddet icermeyen geleneksel gosteriler, Bakanligin uygun gorusu alinarak il hayvanlari koruma kurullarindan izin alinmak suretiyle duzenlenebilir


5237 TÜRK CEZA KANUNU GENEL AHLAKA KARŞI SUÇLAR
Kanun No. 5237
Kabul Tarihi : 26.9.2004 

Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama MADDE 228. -
(1) Kumar oynanması için yer ve imkan sağlayan kişi, bir yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır.
(2) Çocukların kumar oynaması için yer ve imkan sağlanması halinde, verilecek ceza bir katı oranında artırılır.
(3) Bu suçtan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(4) Ceza Kanununun uygulanmasında kumar, kazanç amacıyla icra edilen ve kar ve zararın talihe bağlı olduğu oyunlardır.







19 Nisan 2012 Perşembe

Kanser için Buğday Çimi ve Şırası


İnsanlar için çok fayda sağlanmış bu tedavi yönetimi belki hayvanlarda da işe yarayabilir. Eğer kanser hastası bir hayvanınız varsa lütfen hekiminize danışın. 


Arkadaşlar. Yeniköy Mimarlar Sitesinde komşum ve meslekdaşıma 30 yıl evvel doktorlar 6 ay ömrü kaldığını söylediler. Ailesini bu sonuca alıştırdı; evin tüm ihtiyaçlarını gördü, temin etti; kendini ölüme hazırladı. Buğday çimlenmesinin hastalığa iyi geldiğini bir yerde okumuş. Evin bir odasına toprak döşedi; orada buğday yetiştirdi; buğday çimini mikserde öğüterek her gün ve devamlı içti. 30 yıldır yaşıyor. Artık çime de gereksinimi kalmadı. Sağlıklı günler dileğiyle...

Yılmaz Ergüvenç

Kesinlikle zararı yok, sınırlı yararı olabileceği, destek amaçlı kullanılmalarında sakınca olmadığı kanaati bildirildi. Saygılarımla arz ederim. Dr.Vehbi Alpman.KANSERİN ÖLÜMÜ MUTLAKA OKUYUN!
ASRIMIZIN EN KÖTÜ HASTALIĞI İÇİN HER BİLGİNİN ÖNEMİNE İNANDIĞIMDAN ELİME GELEN BU MAİLİ HERKESE GÖNDERİYORUM.


 

Buğday çimi ekiniz ve yiyiniz, Buğday şırası yapınız ve içiniz.
Kanseri engelleyen besinlerin başında atalarımızın Orta Asya'da içtikleri Buğday şırası geliyor.
Klasik tedavi yöntemlerini reddeden tüm doktorların ortak iddiası, buğday çimi yenilmesi ve buğday şırası içilmesi Pakistan'daki Hunzakut Prensliği'nde kanserden ölüm yok. Ayrıca Hunzakutlular, acı badem ve kayısı çekirdeğini yiyorlar ve kansere yakalanmıyorlar. Türkiye'de acı badem ve kayısı tüketilen bölgelerde kanser vakalarının azlığı dikkat çekiyor.

Ödemiş'le Salihli arasında, binbir efsaneye konu olmuş Bozdağ'ın eteklerinde cennet gölcük kıyısında kanseri yenen, bu zaferi kazandıktan sonra mücadelesi herkese örnek olsun diyerek bir de kitap yazan Doktor İlhami Güneral ile sohbetimiz sürüyor.
Önemli olan bağışıklık sisteminin güçlendirilmesidir.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek çok da zor bir şey değildir.
Buğday müthiş bir kanser ilacıdır.
Buğday şırası kanseri önler ve bu önemli bir bitkisel tedavi aracıdır.
Buğday çimi, bol klorofil maddesi dışında 100 kadar vitamin, mineral ve besin maddesi içerir.
Taze olarak kullanılan Buğday çiminde, aynı ağırlıktaki portakaldan 60 kez daha fazla C vitamini ve aynı ağırlıktaki ıspanaktan 8 kat fazla demir bulunmaktadır.
Buğdayın bir başka özelliği ise kandaki toksinleri nötralize eden maddeler içermesidir.
Sıvı oksijenle dopdolu olan buğday çimi doğanın en güçlü anti kanseri olan 'laetril' içermektedir.
Izgara etler ve füme besinlerin kanserojen maddeler taşıdığı kanıtlanmıştır. (Japon Bilim Adamı Nagivara)
Japon Bilim Adamı Nagivara, taze buğday çiminde bu maddeyi etkisiz hale getiren enzimler ve amino asitler bulmuştur.
- Buğday çimini evde üretebilir miyiz?
- Evde de üretilebilir, küçük bir saksıda bile üretilebilir ve olduğu gibi yenebilir, evde üretemeyenlere tavsiyemiz ise buğday şırası üretmeleri....
- Buğday şırasını herkes üretebilir mi?
- Evet herkes üretebilir.
- İsterseniz tarif edeyim.
Bir bardak aşurelik buğday, önce tertemiz yıkanarak bir litrelik cam kavanoza konur.
Üzerine 3 bardak su klorlu olmamak şartıyla ilave edilir.
Kavanozun ağzı bir tülbentle kapatılarak serin bir yerde 24 saat bekletilir.
Bu ilk su kullanılmaz, dökülür.
Kavanoza yeniden 3 bardak su ilave edilir.
24 saat bekletildikten sonra oluşan yarı gazozlu su içilmek üzere bir kaba aktarılır.
Böylece bir bardak aşurelik buğdaydan kış aylarında günde 5 kez, yazın ise günde 3 kez şıra alınır.
Buğday şırasının lezzeti bazılarına itici gelebilir.
O takdirde her şıra bardağına bir C vitamini tableti eklenirse, nefis bir içecek ortaya çıkar.
- Az önce sözünü ettiğimiz 'laetril' buğday çiminden başka nelerde bulunur?
Çünkü anlaşılıyor ki, 'laetril' kanserin tedavisinde en etkin maddelerden biri...
Elmanın çekirdeğini de yiyin!
- Evet, Türkiye'de en kolay laetril'e ulaşabileceğimiz yer acı badem ve kayısı çekirdeğidir.
Ayrıca laetril elma çekirdeğinde de vardır. Elmanın çekirdeği yenilirse çok da iyi olur. Amerika'daki ilaç sanayinin maşaları bu 'laetril' adlı ilacı yasaklatmayı başarmışlardır ama Meksika'da satılan 'laetril' bu ülkeden alınıp kaçak olarak ABD'ye sokulmaktadır.
Laetril, vitamin ve minerallerle verildiğinde çok daha iyi sonuçlar alınmaktadır.
'Kanserin Ölümü' adlı kitabında Manner, laetril ile yüzde 90 başarı kazandığını söylemişti.
- Acı badem ve kayısı çekirdeği de laetril içeriyor öyle mi?
- Evet öyle. Türkiye'de acı badem ve kayısı çekirdeğinin sıkça tüketildiği yerlerde resmi bir istatistik yok ama kanser vakalarının az olduğuna inanılıyor. Resmi istatistik yapılan bir ülke var...
Pakistan'a komşu küçük bir prenslik olan Hunzakut'ta şimdiye kadar hiç kanser olayına rastlanmadı.
Hanzakut'un özelliği temel besinleri kayısı ve kayısı çekirdeği...

- Dünyada bugün kullanılmakta olan kemoterapi ve radyoterapi bağışıklık sistemini bozduğunu iddia ediyorsunuz alternatif tedavilerin bir sıralamasını yapsak en öne hangisini koyarsınız?
- Önceliği bağışıklık sistemini güçlendiren tedavilere veririm, daha sonra biyolojik tedaviler ve bitkisel tedaviler gelir.
Bağışıklık sistemi konusunda Alman doktor Issel'in tüm beden tedavisi bugün bu ülkedeki 60/70 klinikte başarı ile uygulanmaktadır.
Başarılı bir yöntem: Tüm beden tedavisi
- Tüm beden tedavisi nedir?
- Joseph Issel de bizim gibi kanseri lokal bir hastalık olarak değil, tüm vücudu ilgilendiren sistemik bir hastalık olarak ele alıyordu.
Ona göre vücutta sürekli olarak kanser hücreleri ürüyor fakat sağlıklı bir bağışıklık sistemi bu hücreleri hemen tahrip ediyordu.
Issel'in bir diğer tedavi yöntemide, ayda bir olmak üzere, özel olarak muamele görmüş bir kolibasil aşısı olan Pyrifer ile ateş şoku tedavisi idi.
Bu yöntemle hastadan bir miktar kan alınıyor, bunu ozon oksijen birleşim ile karıştırarak yeniden hastanın damarından enjekte ediyordu.
Binlerce kanser hastası bu yöntemle iyileşmişti.
Eski Sovyetler'de, şimdiki Rusya'da bu yöntem halen kullanılıyor.

Dr. Serap KIRMIZI
Uludag University
Faculty of Science and Arts
Department of Biology
16059 Gorukle/Bursa TURKEY

18 Nisan 2012 Çarşamba

Eryaman: Basın Köpekleri Suçladı Ama...




İnsanlar Doğası Gereği Etçil midir?

Et yemeyen insanların en çok karşılaştığı argümanlardan biri insanların doğası gereği et yemek zorunda olduğu ve ete ihtiyaç duyduğudur. Hiçbir araştırma yapmadıkları halde kulaktan dolma bilgilerle vegan ve vejetaryen kişilere saldırıda bulunurlar. Anglosakson kültürünün ışığında yetişen vizyonu dar doktorlar televizyona çıkıp kırmızı et tüketin, tavuk eti yiyin gibi konuşmalarla bu anlayışa tuz biber ekerler. Sanırsınız ki her biri bu alanda bilimsel çalışmalara imza atmışlar. Halbuki tek yaptıkları batının hazırladığı rapor ve çalışma sonuçlarını papağan gibi tekrarlamaktan ibaret. O yüzden bu kadar bilgi kirliliği var zaten. Birinin faydalı dediğine diğeri zararlı diyebiliyor. Neyse, konumuza dönersek...

Bir insanın sağlıklı olmak için et yemeye ihtiyaç duymadığını görmek için bakış açımızı biraz genişletmek yeterli. İnsanların kendi dünyalarının dışında, uzaklarda bir yerlerde, vegan toplumların yaşadığından ve batıya nazaran çok daha uzun ve sağlıklı ömür sürdüklerinden habersiz olmaları, içinde yaşadığımız internet çağında bizlere çok tuhaf geliyor.  

Aşağıdaki videoda konunun biyolojik temeline değinilmiştir. Videonun çevirisi için Vegan Kolektif'e teşekkür ediyoruz.

  


Belki ilginizi çekebilir: 

Sağlıklı Yaşam için Bitkisel Proteinleri Tercih Edin
http://vegangundem.blogspot.com.tr//2012/05/saglkl-yasam-icin-bitkisel-proteinleri.html

Uzm. Dr. Murat Kınıkoğlu: "İnsan doğası otçuldur."
http://vegangundem.blogspot.com.tr//2012/11/kardiyolog-murat-knkoglu-insan-dogas.html

14 Nisan 2012 Cumartesi

Müftülükten Sahipsiz Hayvanların Yaşam Hakkı Hutbesi

İzmir'de bin 800 camide sahipsiz hayvanlar için hutbe okunup, onların yaşam hakkına saygı duyulması istenecek.

İzmir'de Haytap Federasyonu üyeleri Esin Önder, Şule Baylan ve Füsun Yağcı, sahipsiz hayvanlara uygulanan şiddetin önüne geçmek için İzmir İl Müftülüğü'nü ziyaret edip hayvan sevgisi konusunda toplumu duyarlı hale getirmek için destek istedi. Hayvanseverler, ziyaret sırasında konuyla ilgili broşür ve kitapçıkları da müftülük yetkililerine verdi. Ziyaretle birlikte hutbe hazırlanıp Kutlu Doğum Haftası'nda, İzmir'deki bin 800 camide sahipsiz hayvanların yaşam hakkına saygı duyulmasının istenmesine karar verildi.

Haytap Sözcüsü Esin Önder, 2009'dan bu yana her yıl İzmir Müftülüğü'nden gerek ziyaret ederek gerekse yazışarak yardım istediklerini söyledi. Önder, "İzmir İl Müftülüğü'ne vekalet eden İlyas Öztürk'ün talebimizi kabul etmesiyle İzmir'deki 1800 camide söylenmesini istediğimiz hutbe, yaklaşık 400 bin kişiye ulaştırılacak. Üstelik hutbe birkaç kez camilerde tekrarlatılacak. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Yasasına rağmen hala sokaklarda hayvanlara işkenceyapılması, zehirlemeleri, açlık ve susuzluk gibi sıkıntılar bitmedi. Yasalar kadar toplumun hayvan sevgisi de şart. Bu konuda sürekli kampanya ve etkinliklerele halka ulaşmaya çalışıyoruz. Camilerdeki hutbelerin de bu çalışmalarımıza destek olacağını umuyoruz" dedi.

İzmir İl Mütftülüğü'ne vekalet eden İlyas Öztürk de yaradanına inanan kişinin, yaratılan her canlıyı sevip saygı göstermesi gerektiğini belirtti. Öztürk, "Bu konuya hepimizin sahip çıkması gerekir. Peygamberimiz zamanında çölde bir kişi kuyuya inmiş, su içerken nemli toprağı yalayan köpeği gören sahibi hemen tekrar kuyuya inip ayakkabısı içinde ona su getirmiş. Hayvanlara merhamet etmeyen, insana da etmez. Siz yerdekilere merhamet edin ki gökteki de size merhamet etsin" diye konuştu.

Öztürk, son günlerde tartışmalara neden olan deve güreşleri ile ilgili ise "Dinimizde arena yoktur. Hiçbir hayvanın, yaradılışındaki gaye dışında kullanılmasını tasvip etmem. Bizim kültürümüzde bu yoktur. Bu sadizmdir. Birinin eziyet çekmesinden zevk alan kişiler makbul kişi değildir. Bu istek hem insani hem de vicdani duygulara çok terstir" dedi. - İzmir 

Kaynak: haberler.com

5 Nisan 2012 Perşembe

Ankara Katliamlarında Basının Yeri

Ekşi sözlük yazarı "elxa" Ankara'daki köpek katliamlarına basının etkisi konusunda çok güzel bir yazı kaleme almış. Kendisine bu yazı için çok teşekkür ediyoruz.

"ankara'da köpeklere tecavüz edip yakan insanlar tum nefretlerini, ofkelerini, hirslarini onceki gunlerde turkiye haberciliginin zeminini hazirladigi bir ortamda kopeklere dogrultmuslardir. katilleri kollamaya aliskin esik bekcileri tarafindan ise bir turlu haber olarak haber sitelerine, portallarina, kanallarina konu olmamislardir.

olen ya da oldurulen ve otopsisi yapilmadan ne oldugunu asla bilemeyecegimiz kisinin olum nedeni olarak kopekleri gosteren internet sitelerine bir bakalim:

milliyet, saibeli olayi "sokak kopekleri adam parcaladi" basligi ile provokatif bir sekilde verdi.
sabah "baskent'te katil kopek dehseti" basligi ile kopekleri katil ilan edip lincini istedi.
gazete vatan "baskent'te kopek dehseti" basligini kullandi.
ntvmsnbc de "baskent'te kopek dehseti" basligini kullandi. (haber fotografi olarak da kopeklerden kacan bir kadinin fotografini kullandi.) (ntv tum bunlarin uzerine dun gece bulteni'ne ahmet kemal senpolat'i konuk etti.)
cok okunan mynet haber portali sabah'la ayni basligi kullandi.
bugun "ankara'da sokak kopegi vahseti" basligini kullandi.
stargazete.com da "baskent'te kopek dehseti" basligini kullandi.
turkiye farkli bir baslik ile "ankara'nin gobeginde kopek dehseti" basligi ile yaraticiligi(!) konusturdu.
diger haber portallari, konuyla ilgili geleneksel kopyala yapistir gorevlerini yerine getirdi. uzerine pek cok haber sitesi etimesgut'ta sokak kopeklerinin yakin cekimde goruntulendigi videolar paylasti.
haberin ana kaynagi iha. maalesef sasirmiyorum. kimlerin habercilik yaptigini biliyoruz zaten.

gel gelelim bianet, birgun, evrensel kopeklerin katledilmesi konusunda her zamanki gibi ugrasacak "daha onemli" isleri oldugu icin herhangi bir haber yayimlamamistir. oysa hayvana tecavuz ve iskence edilmesine, hayvanin yakilarak oldurulmesine sessiz kalmak da bir haber portali icin tur ayrimciligindan baska bir sey degildir. ayrimciliga karsi girla haber yazip; ozgurluk, esitlik diye bagiranlarin tutarsizliklari, belli basli habercilere olan guven duygusunu da yok ediyor. (kopek katliamlarina karsi haberlere sitelerde yer verildiyse ve ben gozden kacirdiysam memnuniyetle ozurlerimi iletirim.) (katliamlara sessiz kalmayan yesil gazete'de de katliamlarla ilgili haber goremedim.)

ankara'da yasamiyor olabilirsiniz; denizli'de, zonguldak'ta, bursa'da, diyarbakir'da kopeklere tecavuz eden onlari yakan insanlar yok mu zannediyorsunuz? tepki gostermeniz icin atesler icinde kalanin sizler ya da yakinlariniz mi olmasi gerekiyor? bu insanlarla birlikte yasamaya gonlunuz razi ise sessiz kalmaya devam edebilirsiniz. diger yandan olayi bu sekilde haberlestiren kanallara, kisilere; olaylarin bu noktaya gelmesine sebep olan belediye(lere), kanun kapsamini degistirmemek icin oyalayan meclise bir dilekce yazabilirsiniz. en azindan sosyal medya araciligi ile olusturulmaya calisilan kamuoyuna destek olabilirsiniz."

Kaynak: http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=elxa

Konuyla ilgili ayrıca: http://vegangundem.blogspot.com.tr/2012/04/kinama-eryamanda-iran-vatandasnn-olumu.html

3 Nisan 2012 Salı

KINAMA: Eryaman'da İran Vatandaşının Ölümü ile İlgili Yayınlanan Haberler

29 Mart 2012’de yazılı ve görsel medyada yer alan haberlerde Ankara’da, bir İran vatandaşının köpeklerin saldırısına uğradığı ve vahşice parçalandığı bildirilmiştir. Olayın ne olduğu tam araştırılmadan 2-3 kişinin yorumlarına dayanarak yapılarak bu haberin doğru olup olmadığı bir yana, veriliş şekli bizleri dehşete düşürmüştür.

Bu yayınlarda düşünemeyen, irade sahibi olmayan masum canlılar için teröristlere ve tecavüzcülere bile yakıştırılmayan sıfatlar kullanılmış ve zaten hayvanlarla arası ezelden beri hiç iyi olmayan bir takım insanlar kışkırtılmıştır.

Bu yayınları takiben İran’lı vatandaşın öldüğü bölgede ve o bölgeye yakın mahallerde onlarca köpek dövülmüş, tecavüz edilmiş, zehirlenmiş ve yakılmış halde bulunmuştur. 

Basının görevi bir olayı olduğu gibi kamuoyuna aktarmaktır. Oysa bu olayda:

1-    İran’lı vatandaşın köpekler tarafından parçalandığı henüz belli değildir. Adli tıp raporu 1 ay içinde açıklanacaktır.

2-    Söz konusu vatandaşla ilgili çeşitli bilgilere ulaşılmıştır. Basının araştırıp bulması gereken bilgileri hayvansever gruplar ortaya çıkarmıştır. (https://www.facebook.com/media/set/?set=a.329602370428784.87367.196049917117364&type=3)

3-    Diyelim ki haber doğru. Yıllarca içiçe yaşadığımız sokak köpeklerinin bir insana durup dururken saldırması ve zarar vermesi ihtimali bir insanın diğerine saldırması ihtimaline kıyasla çok düşüktür. Bu gerçeği yok sayan bir yaklaşımla masum yavrularımızı terörist gibi lanse etmek gazetecilik ahlakına sığmadığı gibi insanlığa da sığmaz.

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu sokak köpeklerini kısırlaştırma ve aşılama görevini belediyelere vermiştir. Kısırlaştırma ile hem kontrolsüz çoğalmalarının hem de saldırganlaşmalarının önüne geçmek mümkündür. Aşılama ise hem köpeklerin sağlığı hem de insanların sağlığı açısından şarttır.  Ancak kanunun çıktığı tarihten bu yana belediyeler bu görevlerini sürekli ihmal etmekte, kendilerine bu iş için sağlanan ödenekleri başka yerlere harcamakta ve sürekli bahane üretmektedirler.

Eğer basın kuruluşları sokak köpekleri sorunu ile ilgili gerçekten ilgileniyorsa bunu bilerek yayın yapmak zorundadır. Bilmiyorsa hayvan hakkı savunucuları onları aydınlatmak için her zaman hazırdır.

Topluma önderlik etmesi gereken medyanın cehalette toplumun en cahil kesimleriyle yarışması ülkemiz için utanç kaynağıdır. Sorumlu ve tarafsız yayın anlayışına sadık kalmayan tüm basın kuruluşlarının dikkatine sunulur.

AHTAG (ANKARA HAYVAN HAKLARI TAKİP GRUBU)

Kınama mektubuna katılmak isteyenler bu linki Twitter'dan tüm basın kuruluşlarına atsınlar lütfen. Twitter hashtag kullanmaya dikkat edelim: #KatilBasınBunuOku